Hep iyi reklamlardan bahsediyoruz ama aslında reklam işi çok bıçak sırtı bir iştir. Ola ki gözünüzden kaçtı ya da sizin öyle bir algınız oluşmadı ya da o kültüre ait küçücük bir detayı atladınız/bilmiyorsunuz; işte o saatten sonra işler sizin için biraz zor olacak çünkü nur topu gibi bir kriz yaratan reklamınız oldu ama haberiniz yok.
Bu yazımızda Türk reklamcılık tarihinde kötü bir iz bırakan reklamları inceleyeceğiz. Son zamanlardaki Bepanthol krizi ile aklıma geldi. Bildiklerimi, hatırladıklarımı buraya iliştirdim. Yenisi geldikçe buraya ekleriz, benim atladığım varsa lütfen siz yorumlar kısmına ekleyiniz. Mutlu olurum.
Bepanthol – Otizm
Maalesef videoyu bulamadım. Her yerden hızlı kaldırmışlar. Bu da bir kriz yönetimi başarısı tabii. Siz bulabilirseniz buraya iliştirirsiniz.
Ülker – 1 Nisan Şakası
Belki de Türkiye tarihinin en acayip, absürt noktalara giden reklam kampanyası. Kreatif açıdan inanılmaz kötü bir film olmasını bir kenara bırakırsak akabinde gelişen olaylar ağızları açık bırakacak cinsten. Filmdeki unsurların FETÖ’ye bağlanması ve maksatlı olarak değerlendirmesi ile halkı hem dijital hem de fiziki olarak ayağa kalmıştı.
Bana sorarsanız, milletimizin pireyi deve yapması da çok büyük rol ama bu zamanlar troll ordularının, her an linç etme girişimlerinin başladığı, Orta Doğu’da kartların bir türlü dağıtılamadığı zamanlar…
1 Nisan konulu reklam filminin yayınlanmasının ardından Murat Ülker Twitter’dan, “Yurtdışındaydım. Şimdi duydum. Haber verenlere teşekkürler. Kumpası kuranlar hak ettiklerini bulacaklar. Milletimizin yanındayız” diye tweet atmıştı. Ülker’den yapılan açıklamada ise, reklam filminin kurum dışı olarak hazırlanan bir çalışma olduğuna dair bir ifade yer almamıştı. Açıklamada reklam filminin “maksatlı olarak farklı noktalara çekilmeye çalışıldığı” belirtilmişti.
ÜLKER CEO’su Murat Ülker Ülker’in Açıklaması
Tabii fatura tamamen ajansa yani Plasenta Conversation Agency‘e ve Cem Batu‘ya kesildi. Cem Batu ülkeyi bile terk etmişti. (Şimdi tekrar döndü.) Baktığınız zaman ben ajansı haksız görmüyorum. Neden derseniz; hiçbir ajans müşteri onayı olmadan bırakın alelade bir içerik çıkmayı böyle masaüstü bir filmi habersiz çıkamaz. İki tarafın ortak vizyonsuzluğu diyebiliriz. Kolektif bir akıl tutulması.
Dardanel – Makarnaya Koyuyoruz
Diyecek bir şey yok. Real-time yapacağız diye itibarı batırmak. Bir de bu ara üst üste böyle sürekli özür dilemek zorunda kalmışlardı.
Akıllanmayan KFC Müşteri Ekibi
Hem outdoor uygulamalarında hem de dijitalle akıllanmayan bir KFC var. Burada sorun bence ajanstan öte müşteri ekibinde.
Bir reklam neden 2 ya da 3 gözden geçmeli? İşte cevabı. Yaratıcılık böyle bir şey değil.
Turizm Bakanlığı – Enjoy I’m Vaccinited
Koskoca bir halkı utandırmak bambaşka bir seviye. Markalardan da bu tarz şeyler beklenmez ama bir şekilde ajans-müşteri iletişimsizliğini anlarım. Yalnız bunu milletin seçtiği bakanlıklar tüm dünyaya duyurarak yapıyorsa kelimeler kilayetsiz kalıyor.
Columbia – Soğuktan Titremek Sana Yakışmıyor
Kış soğuklarında, sokaklarda yaşamak zorunda kalan insanların olduğu bir memlekette. Bu tarz söylemler gerçekten nasıl bir akıl tutulması.
Reklamcılık alanındaki tüm çalışma arkadaşlarımıza sesleniyoruz: Kriz yaratan reklamlardan kaçınmanın tek bir yolu veya formülü var diyebiliriz: Şeytanın avukatı olmak! Kendi işinizi yarın yokmuş gibi eleştirmek.
Burayı güncel tutmaya çalışacağım.