Bir başka ucuz uçak bileti sebebiyle adım attığımız vizesiz ülkelerden bir diğeri ile karşınızdayız!
Ucuz uçak bileti için UIA’dan yani Ukraine International Airlines‘a bakabilirsiniz. Biz denedik, hiç de sıkıntı çıkmadı. Bu arada Ukrayna’ya girmek için sadece pasaportunuz olması yeterli. Girişte 3-5 klasik soru haricinde hiç takılmıyorsunuz. Hava alanından çıktıktan sonra bizdeki HAVAS gibi shuttle (bizim 20 yıl öncesinin shuttle’ları, çok teknolojik ve havalı düşünmeyin.) var, zar zor anlaşabilirseniz binebilirsiniz.
Kalacak yer ile devam edelim: Ülke o kadar ucuz ki Dobovo üzerinden apartman dairesi bulduk ve inanılmaz merkezi bir yerde. Kalacağımız apartmanın bahçesine geldiğimizde güvenlikçiye benzer bir torbacı bize kapıyı gösterdi ama ne içeri girebiliyoruz ne de anahtarı alacağımız ev sahibi kadın ulaşabiliyoruz. Şansımıza, gangster tipli bir abiye kağıtları gösterdik. (Evet, fıkra gibi…) 3 tane numara aradı bizim için, bu arada sıfır İngilizce diyalog. En sonunda kadın telefonu da kapıyı da açtı. O gangster, günün kahramanıydı. (Ettiğimiz laflara bakar mısınız?)
Bu arada ev sahibi kadınla da İngilizce diyalog kuramadık. Konaklama maceramızı en iyi anlatan fotoğraf bu olsa gerek.
Kiev’deki advanced ingilizce seviyesi, tam olarak bu. pic.twitter.com/qS6qT7fCa2
— Kayahan (@KayahanUlus) 5 Kasım 2016
Neyse, hem alışveriş (alışveriş için burayı kullanabilirsiniz eğer konaklama yeriniz yakınsa) yapmaya hem de şehri ufak bir turlayalım dedik. İşte birkaç kare.
Bu otobüslerden yeryüzünde kaldı mı? 90’lar…
Geniş yollar, duble değil ama 3 şerit çünkü 3.
Her taraf keskin, küt, soğuk rus mimarisi.
Peki, Kiev’de Nereler Gezilir?
Maidan Nezalezhnosti
Maidan Nezalezhnosti nam-ı değer Bağımsızlık Meydanı. Birçok önemli olayın ana yeri olan meydan. 91 olayları, Turuncu devrim ve daha fazlası… Google’layın mutlaka.
Biz gittiğimizde 5.10 adlı Liberal Parti üyeleri, destekçileri eylem yapıyordu. Ülkede hareket hiç bitmiyor.
Bu arada Maidan’a açıklan yol sanırım hafta sonları kapatılıyormuş. Gece de çok güzel oluyor, ışıl ışıl. O gereksiz ve aksi tanımı yapıyoruz yine: İstanbul’un İstiklâl’i. Bu yolda panda ve benzeri kostüm giyen adamlarla fotoğraf çektirmeyin. Benden size tavsiye, alırlar paranızı. 🙁
Bu arada şehirde metro ağı baya gelişmiş ama gelişmiş derken modern olarak algılamayın turnikelere plastik jeton atılıyor.
Kiev’de akbil keyfi.- Plastik jeton mu olur arkadaş! pic.twitter.com/ULiaP2Stid
— Kayahan (@KayahanUlus) 5 Kasım 2016
Tren geldiğinde yer-gök sallanıyor. İlginç bir nokta aktarma istasyonlarında aktarma ücreti vermiyorsunuz sadece bir merdiven yukarı çıkıp diğer trene biniyorsunuz. İşte sosyal devlet! Bu arada latin alfabesini cep telefonunuzun feneri ile arıyorsunuz.
ENGLISH motherf***er, do you speak it? ? pic.twitter.com/abOodGRpwp
— Kayahan (@KayahanUlus) 8 Kasım 2016
Motherland‘e yani Anavatan’a gitmeyi unutmayın. Biz Dinyeper nehri yakınından değil, daha iç kısımdan giderek bulmaya çalıştık.
Daha neredeyse 1 kilometre öteden kendisinden etkilendik. Çok muazzam yapı. Onca ülke ve şehir arasında en etkilendiğim heykellerden biri diyebiliriz rahatlıkla.
Lavra – Mağara Manastırları‘na gitmeyi unutmayın. Buraya gittikten sonra birçok Rus arkadaşım, nasıl olduğunu, nasıl hissettirdiğini sordu. Özellikle Ortodosk Hristiyanlar için çok kıymetli bir yer. Gerçekten de öyle…
Lavra, Dinyeper ve Motherland bir arada.
Demir Gökkuşağı. Bu ismi ben taktım. 🙂
Buradan Dinyeper’i ve Kiev’in diğer tarafını seyredebilirsiniz hatta karşı tarafa uçarak gidebilirsiniz. Soğuk, kar-kış demeden bunu yapanlar var. Biz denemedik, o kadar da değil arkadaşlar! Gittiğimizde Kasım ayının başıydı, hasta olmaya gerek yoktu yani.
Orada tanıştığımız insanlara Çernobil Müzesi‘ne gitmek istediğimizi sorduğumuz, neden gitmek istiyorsunuz, orada hüzünden başka bir şey yok gibi cümleler kursalar da biz gittik. Çıktığımızda şunu anladık: Dünya’nın içine etmişiz sevgili arkadaşlar. Ülkemizde de yapılması planlanan nükleer santrallerin ne kadar pimi çekilmiş bir el bombası olduğunu anladım.
Kısaca; Dünya ölmüş, gömeni yok arkadaşlar. ?
— Kayahan (@KayahanUlus) 9 Kasım 2016
Ek olarak Aziz Andreas, Aziz Sofya, Aziz Volodymyr katedrallerine ve Altın Kapı‘ya gitmeyi unutmayın. Dinyeper kıyısında ve ona bakan tepelerde bolca park var. Hepsini gezin. Huzur verici.
Hava alanına dönüşte metro ile bir yere kadar gidip orada shuttle’a binecektik. İndiğimiz yerde adamın biri bize “airport” diyip miktar söyleyip durdu. Sonra düşündük ki uyguna geliyor tam adam giderken durdurup tamam dedik. Temiz bir adama benziyordu ama atladık Toros benzeri korsan taksiye, tertemiz, hızlı bir şekilde de geldik. Sonra düşünüyorsunuz ne kadar saçma davrandığınızı (bilmediğin ülke, bilmediğin dil) ama işte gençlik ateşi diyelim.
Kiev Lezzet Durakları Diye Bir Şey Yok, Güzel Yemek Var!
Yemek yeri olarak iki yer önereyim. Biri The Burger. Nefis. İkincisi Çernobil Müzesi çok az sapada kalıyor, olur da orada acıkırsanız -bizim gibi- Celentano adlı pizzacıya girebilirsiniz. Mükemmel değil ama iş görür. The Burger ile aynı yerde The Cake var. Kahve, kek vesaire hoş ve elit bir ortam. Bir de akşam eğer çok kopmak istemiyorsanız, biranızı yudumlayacak bir mekan: Belle Vue.
Bu arada her yer kahveci, Starbucks değil tabii ki. İnsanlar arabaların arkasında, sokakta, dükkanda hep kahve satıyor. Bu kadar kahve aşığı bir yer hiç tahmin etmiyordum. Kiev ile ilgili bilmeniz gereken şeylerden biri de şehrin üstü kadar şehrin altı da olduğu. Şehrin altındaki geçitler o kadar büyük ve geniş ki birkaç sokak öteden çıkabilirsiniz. Buna dikkat edin.