Kuzey Kutbuna Doğru: Helsinki

Bu yazımızda neredeyse 60. kuzey enleminde bulunan dünyanın en medeni ülkelerinden biri olan Finlandiya‘nın başkenti Helsinki gezimizi ele alıyoruz!

Helsinki limanınıza ilk indiğimizde iki seçeneğiniz var: Ya ilk olarak şehri gezeceksiniz ya da adalara geçeceksiniz. Daha öncesince Helsinki’ye giden arkadaşlarımızın tavsiyelerine kulak verdik ve ilk olarak şehri dolaşmaya karar verdik.

Helsinki’de Nereler Görülmeli?

Şehrin ara sokaklarından Uspenski Ortodoks Katedraline doğru yol aldık. Bu yol boyunca Helsinki sokak hayatına dair fotoğraflar çektik. İşte onlar birkaçı…

Karşı kıyıdaki Tallinn’deki gibi burada da tram var ama Helsinki gibi o da daha modern.

Helsinki sokak araları.

Aşk Köprüsü

Sıra geldi, Uspenski Ortodoks Katedraline. Katedrale giriş ücretsiz. Ufak bir tepenin üstüne kurulmuş. Hatta uslu bir çocuk olursanız, oradan Helsinki Katedrali’ni bile görebilirsiniz! İşte Uspenski Katedrali.

Peki nedir bu Helsinki Katedrali derseniz o da burada;

Diğer katedrallerden farklı olarak daha neoklasik bir mimari tarzı var.

Katedralin yüksek tepesinde oturup dinledikten sonra şehrin daha iç taraflarına doğru yürüdük.

Şehrin bir kaç saat dolandıktan sonra sıra adalara geçmeye geliyor. Limana yakın olan “Market Place” bizim dilimizde ise bildiğiniz pazar kurulan yerin orada adalara deniz araçları kalkıyor. 5 Euro’ya günlük bilet alabiliyorsunuz. Ayrıca adalarda kaybolmamak için  isteyebilirsiniz. Hemen hemen her 20 dakika da bir Suomenlinna‘ya araç bulabiliyorsunuz.

Adaya adım attığınızda adalar arasında köprüler mevcut ve mavi bir rota var. O rotayı takip ettiğinizde en önemli yerleri görmüş oluyorsunuz. İşte o en önemli yerler;

Suomenlinna Kilisesi1854 yılında yapılmış. Kilise ayrıca deniz trafiğini kontrol edilmek amacıyla adeta deniz feneri gibi de kullanılmış.

Adada çok fazla top mevzisi var, Çanakkale’yi anımsatan. (-ki onlarda Ruslara geçit vermediler.)

Savaşı anmak için yapılmış mezar anıtın da olması çok normal.

Ve mavi rotanın son durağı King’s Gate, yani nam-ı değer Kral’ın Kapısı. Gördüğünüz üzere çok farklı bir kapı olduğu söylenemez ama Kral’ın kapısıymış(!)

Adanın geneline baktığınızda ada çok huzurlu, sakin, bol renkli, rüzgarlı bir yer. Adada çok sayıda müze, kafe, restoran, galeri mevcut.

Bu arada Finlandiya’da ne yenir başlığı açamıyoruz çünkü günübirlik geldiğimiz için adada minik bir piknik yaptık. (Yediğinizi içtiğinizi bizimle paylaşın. Biz de öğrenelim, bir sonraki gittiğimizde uğrayalım; blogumuzda yayımlayalım. 🙂 )

Dönüş yolu için daha fazla vaktimiz olduğundan şehre dönmek yerine adada yeşillikler arasında oturmayı tercih ettik biz. Dönüş için şehre gittiğimizde ufak bir konsere denk geldik, Finlandiya’nın bağrından kopan bir rock grubunu da dinlemiş olduk.

Tallinn’de olduğu gibi dinleyenlerin 45+ olması yine bizi şaşırttı. Nerede konser amcalar, teyzeler orada. Baltık insanını anlamak zor dedik ve yolumuza devam ettik!.

Sadece bir günlüğüne gittiğimiz Helsinki’yi detaylı gezmek isterseniz iki gün ayırabilirsiniz. Bizim tavsiyemiz ya Stockholm’den ya da Tallinn’den geçmek ve bir Baltık/Nordik Turu’na dahil etmek.

3 büyük nordik ülkesinden biri olan Finlandiya’ya giderken hayat pahalılığını da unutmamanızı hatırlatalım. 😉 Bizden uyarması.

Scroll to Top