Bir süre önce Brezilya’daydık. Önce Sao Paulo sonra da kısa bir Santos gezisi yaptık. Bugün özellikle Santos’u anlatmak istedik. Sao Paulo’ya 1-2 saat mesafede bir liman şehri.
Dağların denizle buluştuğu yerde konumlanmış bir liman. Etrafında zamanla kalabalıklaşan yerleşim yerleri. Oldukça eski bir şehir olmasının güzelliklerini şehir merkezindeki sokaklarda, binalarda görmemek mümkün değil. Fakat çevresine doğru yeni yapılan toplu konut / site benzeri yerleşimlerle Sao Paulo’nun yazlık beldesi gibi duruyor şehrin geri kalanı.
Bu şehrin bir limanda kurulmasında da en önemli payı olan ürün, Kahve!
20. yüzyıl başlarında kahve Brezilya’nın en temel zenginlik kaynağı olarak biliniyor. Santos da bu kahve üretim endüstrisinin merkezi sayılıyor. Bugün şehrin belki en önemli görülecek yerlerinden biri de bu nedenle Kahve Borsası orijinal ismi ile Bolsa Oficial de Café.
Eskiden, kahve tüm dünyaya Brezilya’dan yayılırken yani çok eskiden burada bir Kahve Borsası kurulmuş. Tüm dünyaya giden kahvenin fiyatı burada belirlenirmiş. Şu anda da kahve severler için oldukça heyecanlı bir Kahve Müzesi’ne çevrilmiş içerisi; Museu do Café. Borsa mensuplarının diyelim, toplandıkları ve fiyat görüşmelerini yaptıkları alan biraz mahkeme salonunu andırıyor. Yalnız mimari açıdan aşırı güzel. Kahve fiyat görüşmelerinin yapıldığı alanın tavanında muazzam bir işleme var, yerel sanatçı Benedito Calixto tarafından yapılmış.
Bugünlerde müzeye çevrilmiş borsa binası. Alt katta toplantı alanını gördükten sonra üst kata çıkıp kahvenin geçmişten bugüne olan yolculuğunu deneyimleyebilirsiniz. Hangi araç gereçlerle kahve toplanırmış, ilk nasıl öğütülmüş, nasıl demlenmiş, bugün nasıl demleniyor tüm kahve makina ve potları hepsi kronolojik bir şekilde sergide.
Üstelik bir de kafe var içeride. Kahve içmeyi çok seven biri olarak diyebilirim ki bugüne kadar içtiğim en iyi kahvelerden birini içtim. Taze öğütülmüş kahve almıştım bir de. O da evde hazırlayıp içtiğim en başarılı kahve olarak kişisel tarihime geçti açıkçası. Sao Paulo’ya kadar giderseniz sırf bu kahve müzesi için Santos’a inmenizi kesinlikle tavsiye ederiz.
Santos’da görebileceğiniz diğer önemli turistik müze Pele Müzesi. Açıkçası şehirde kısıtlı zamanımız olduğundan ve futbol beni pek cezbetmediğinden müzeye girmedik. Fakat ilgilisine duyurmadan da geçmeyelim istedik. Bu güzel şehrin içinde nostaljik tramvay ile bir tur atmanız güzel bir anı olur. Tramvay merkez durağı zaten Pele Müzesi’nin hemen karşısında.
Güney Amerika sokaklarında aylak aylak dolanarak gezerken çok mutlu olacağınız bir şehir Santos. Eski, renk renk, harika binaları var. Belediye binasının önünde genişçe bir park var. Sanırım o parka ulaştığınızda gezinizi tamamlamış olursunuz. Zaten tüm geziniz en fazla 4-5 saat sürer. İyi gezmeler! 🙂
