Bizden Bi’ Yer: Saraybosna

Saraybosna açık konuşmak gerekirse kışın gitmek için ideal bir seçenek değil ama neden olmasın ki? “Sıkı giyinir, çayımızı ve kahvemizi yanımıza alır gezeriz.” dedik. Başladık hazırlıklara…

Pegasus’tan tatil tarihimizden 2 ay önce yaklaşık 700 TL’ye gidiş-dönüş uçak bileti bulduk. Türk vatandaşlarına vize uygulamıyor hatta ülkeye girişte pasaporttaki polis sizi “İyi Günler!” diyerek karşılıyor. (Ülkede Türkçe bilme oranı çok yüksek. Buna ilerleyen paragraflarda değineceğiz elbette.) İkinci sırada kalacak yer; biz Airbnb‘den çok güzel, merkezi, karşısında ücretli otoparkı olan (biraz pahalı ama acil durumlarda işe yarar), tatlış bir ev tuttuk. 3 gecesine 600 TL verdik. Ev sahibi Amer, çok yardımsever bir insan. Kesinlikle öneriyoruz. (İletişim bilgilerini isteyen yorum kısmına yazsın.) Teşekkürler Amer! 🙂

Saraybosna’ya indiniz, başınızı sokacak yeri de ayarladınız… O zaman başlıyoruz. Öncelikle belirtmek gerekirse Başçarşı diye bahsettiğimiz alanı ve çevresini kapsayan şehir merkezi, baştan sona 1 saat bile sürmüyor bile. O yüzden kışın gitseniz bile bu detay önemli bir avantaja dönüşüyor.

Saraybosna’da Gezilecek Yerler

Gazi Hüsrev Bey Camii

Osmanlı’nın Bosna Beyi Gazi Hüsrev’in büyük üstat Mimar Sinan’a yaptırdığı cami. Hemen yanında medresesi de var.

Morica Han

Bu da aynı cami gibi 16. yüzyıldan beri ayakta. Bu arada kısa bir not geçelim: Savaş sonrasında tüm bu yapılar aslına uygun bir şekilde restore edilmiş. Şehirde neredeyse taş üstünde taş kalmamış. Kalanlarda da kurşun, şarapnel izleri halen var. Oldukça hüzünlü. Neyse, dağıtmadan devam edelim. Bu han aynı Bursa’daki hanlara benziyor ama daha küçük boyutlarda olanı. İçinde otantik kafeler, restoranlar, kilim, lamba vs. satan dükkanlar bulunuyor. Nargileseverler buraya!

Bezistan

Bizim Kapalı Çarşı’nın minyatürü. İçinde bakır eşyalar, tabaklar, eşarplar, fincanlar, cezveler, magnetler ve daha birçok hediyelik var. İstediğiniz ya da aradığınız pek çok şeyi daha uyguna bulabilirsiniz.

Sebil

Bir inanışa göre bu çeşmeden su içenler bu şehirden ayrılamazmış, bu şehre yolu düşermiş. Bunun birebir aynısı bu arada Bursa’da da var. Galiba kardeş şehir uygulaması babında bir replikası Bursa-Fomara Meydanı’nda…

Saraybosna’daki ise Başçarşı’nın meydanında üç tarafı dükkanlarla kaplı alanda.

Belediye Binası

Bize göre şehirdeki en etkileyici yapı. Savaş döneminde Sırplar tarafından 25 ve 26 Ağustos 1992 günü yakılan bina, yakın geçmişte tekrar ayağa kaldırılmış. Savaş döneminde ayrıca kütüphane olarak da kullanılan binada bu yangında 2 milyonun üzerinde kitap, doküman yok olmuş. Gerçekten çok üzücü. Bu arada giriş ücreti 10 BAM.

Latin Köprüsü

Birinci Dünya Savaşı’nı başlatan meşhur olay, Avusturya Macaristan Prensi Arşidükü Franz Ferdinand’ın suikasti tam olarak burada gerçekleşmiş. Saraybosna’da tarihin her anında çok kan dökülmüş. Hüzünlü demek yetmiyor.

At Meydanı

Normal bir park. Açık konuşmak gerekirse kışın pek bir numarası yok. Yazın esintili bir yerdir eminiz. Yazın siz gidin, bize yazın. 🙂

Aliya İzzetbegoviç’in Mezarı

Sarı Tabya’ya çıkmadan göreceğiniz mezarlığın hemen içinde. Aliya İzzetbegoviç, Müslüman Boşnakların lideri ve Bosna Hersek eski Cumhurbaşkanıydı. Savaş öncesi, sırasında ve sonrasında halkı için gösterdiği fedakarlıklarla hatırlanır.

Vefatından önce “şehitlerin arasında mütevazi bir mezara defnedilmek istediğini” vasiyet etmesi üzerine Saraybosna’daki Kovaçi Şehitliği’ne defnedilmiş. Burası da o şehitlik.

Sarı Tabya

Muhakkak gün batımında gidilmesi gereken bir yer. Bütün Saraybosna ayaklarınızın altına seriliyor. Zaten Aliya İzzetbegoviç’in mezarının olduğu mezarlığın hemen üst tarafında yer alıyor.

10 dakika yokuş çıktıktan sonra buraya ulaşabiliyorsunuz.

Gallery 11/07/95

Srebrenitsa katliamı ve bu süreçte yaşanan çoğu trajedinin gözler önüne sürüldüğü galleri. Fotoğraflar ve videolar insanı gerçekten üzüyor. Kitaplarda, makalelerde ve internette görüldüğünden çok daha fazlası… Giriş ücreti…

Ayrıca Türkçe anlatım da alabiliyorsunuz ve kesinlikle almanızı öneriyoruz. Fotoğrafların hikayelerini daha net anlıyorsunuz. Giriş ücreti 12 BAM.

War Childhood Museum

Yakın geçmişte açılan müzelerden biri. Savaş zamanı çocuklara ait objeler, fotoğraflar, günlükler ve bunlara dair hikayelerin sergilendiği yer. Gallery 11/07/95’e gittiyseniz buna da gitmenizi öneriyoruz. Kan donduran hikayeler var. İçinden kurşun geçmiş kitaplar, günlüklerin yazılan son sayfaları, birbirlerine verdikleri son hediyeler… Buranın giriş ücreti ise 10 BAM.

Vrelo Bosne

Havalimanı yakınında halka açık bir park. Otoparkı ve girişi ücretli. Otopark saatlik fiyat biçiyor. Giriş ise kişi başı 2 BAM. Otopark da saati 2 BAM. Son gün uçağa gitmeden gezeceğimiz iki yerden biri olarak planlamıştık. Gittiğimizde sisli ortam o kadar güzeldi ki adeta bir masalda gibiydik. İçinden küçük su yolları ve su havuzları var.

Amsterdam’da Vondelpark, Bursa’da Kültürpark neyse Saraybosna’da da Vrelo Bosne o.

Umut Tüneli

Vrelo Bosne ve havalimanı arasında kalan yer. Savaş zamanında halk için en önemli yerlerden biri. Evin kenarına geldiğinizde zaten kurşun izlerini ve Saraybosna Gülleri‘ni görebiliyorsunuz. Evin hemen kenarında paralı otoparklar var. Biz wifi olan otoparkı tercih ettik.

Tünele giriş ücreti ise: 10 BAM Havalimanının tam altından geçerek şehre ulaşıyormuş. Yiyecek, ilaç taşınırken insanlar ve yaralılar bu yolu kullanmış. Şimdi sadece 20 metrelik kısmı geziliyor ama oradaki hali anlamak için yeterli.

Saraybosna Gülleri

Saraybosna saldırısında şehre binlerce bomba düşmüş. Birleşmiş Milletler’deki rakamlara göre bu sayı günde ortalama 330’muş. Kuşatılmış şehirde bu bombardıman sırasında birden fazla yaralanmış ve hayatını kaybetmiş. Bomba patlamaları asfalt üzerinde çiçeklere benzer izler bırakmış.

Bu yerler kırmızı ile boyanarak halkın kahramanca mücadelesinin bir sembolü ve aziz hatırası olarak kalmış.

Savaş sonrası ilk dönemde 100 Saraybosna Gülü işaretlenmiş olsa da zaman içerisinde tadilatlar ve inşa işleri sebebiyle bu sayı azalmış.

Saraybosna’da Yemek Noktaları

Buregdzinica Bosna

Başçarşı Camii’nin hemen yanında olan küçük dükkan. Börekleri çok güzel, hem peynirlisi hem kıymalısı. Tavsiyemizdir. Zaten Bosna’ya gelip bürek 🙂 yemeden de dönülmez. Bir kahvaltınızı buraya ayırın. 2 börek 2 çaya 14 BAM ödedik.

Ćevabdžinica Željo

Burada birbirine yakın iki tane mekan var. İkisi de aynı müessese. Bu arada şunu belirtmeden geçmeyeli. Saraybosna’da yemekler ucuz ve porsiyonlar büyük. Bu sebeple kesinlikle aç kalmaz ve iyi yemekler yersiniz. Bu konuda bir şüpheniz olmasın. Cevabi aslında bir çeşit köfte. İnegöl ya da Tekirdağ usulüne benziyor bizdeki. Yanında çiğ doğranmış soğan da ikram ediliyor. İsteğe göre içine kaymak da ekleniyor. Biz denedik. Güzel ama bazılarınıza ağır gelebilir. Ek olarak yanına yoğurt alabilirsiniz içecek olarak ama bizdeki ayran gibidir diye düşünmeyin. Baya baya yoğurt, katı bir şekilde. İçemem derseniz su da isteyin sulandırıp için. 🙂 İki kişi toplamda 19 BAM ödedik.

Blind Tiger

Karnımız çok acıktığı için kendimizi içeri attığımız yerlerden biri. Önceden planlanmış bir yer değil yani. Hamburger menüleri gayet güzel, sadece içerisi çok gürültülü. Bu yüzden içeride çok fazla oturmadık. İki menüye 30 BAM ödedik.

Teahouse Dzirlo

Sebil tarafında Kovaci Mezarlığı’na çıkarken sağda kalan minik, tatlı bir çay mekanı. Çok fazla çay çeşidi bulunuyor. Sahibi sizi “Buyrun abiiğğ.” diye karşılıyor zaten. Yabancılık çekmezsiniz. 🙂 İçerisi küçük olduğu için sigara kokusundan rahatsız oluyorsanız, bir kez daha değerlendirin çünkü ülkede her yerde sigara içiliyor! AVM’lerde bile… 🙁 Bu arada iki çaya 9 BAM ödedik.

Zlatna Ribica

Pub gibi ama bir o kadar da cafe tadında bir mekan. İçeride her şey antika. Çok detay, çok eşya göz yoruyor gibi görünse de kendinizi 80’lerin ortasında buluyorsunuz. Sıcak bir şeyler içmek için uğrayın deriz. Yemek yok, sadece sıvı tüketimi…

Zuti Kutak

Muhteşem pankek yapan bir yer. Biz son gün kahvaltı için gittik. O kadar güzeldi ki “Biz niye burayı son güne bıraktık, neden her gün gelmedik?” dedik. Siz bizim gibi yapmayın gittiğiniz ilk günlerde hemen bir deneyin. Bu arada sabah boş, akşamları dolu. Enteresan bir şekilde akşam saatlerinde pankek yemeyi çok seviyorlar. İki pankeke 9 BAM ödedik.

Ufak bir not: paranızı hemen her döviz bürosunda çevirebilirsiniz. Biz dental office’i kullandık. Tavsiye edilmiş. Ek olarak postanede de yapabiliyorsunuz. Sadece pasaport gerekiyor. Her ikisini de denedik. Bir tık daha ucuz oldu.

Kısaca, Bosna seyahati yapacaksanız bu gezinin biraz hüzünlü geçeceğini bilip gitmeniz gerekiyor. Avrupa’daki diğer şehir ziyaretlerinden oldukça farklı seyahat. Kesinlikle bir kültür seyahati değil, duygulara ortak olma seyahati olacak.

Sönmeyen Ateş.

Savaşın ne kadar anlamsız bir olay olduğunu çok net anlamanızı sağlayacak ya da hatırlatacak.

Bu arada seyahatimiz burada bitmedi. Araba kiralayıp Bosna’da gezdiğimiz diğer güzel duraklar; Mostar, Pocitelj ve Blagay diğer yazımızda olacak. 🙂

Scroll to Top