Slovenya’da Erasmus: Maribor

Röportajlarımıza bir süredir ara vermiştik, beşinci yazımız ile karşınızdayız. Bu yazımızda Avrupa’nın merkez noktalarından birine Slovenya – Maribor şehrine konuk oluyoruz. 2019’da Erasmus için Maribor Üniversitesi‘nde eğitim alan arkadaşımız Doğukan’ın hikayelerini, önerilerini dinliyoruz. Her ne kadar bu dönemde yurt dışında Erasmus yapmak giderek zorlaşsa da Doğukan’a yararlı bilgileri bizlerle paylaştığı için teşekkürü bir borç biliriz. Umarız bu vesile ile aklınızdaki birkaç soru işaretini ortadan kaldırmış oluruz.

***

Merhaba Doğukan, öncelikle Slovenya – Maribor’da yaşamaya ya da okumaya hazırlananlara hikâyelerinle ve deneyimlerinle yol gösterici olduğun için teşekkür ederiz. Hazırsan ilk soruyla başlıyoruz.

  • Neden Slovenya’da Erasmus yapmaya karar verdin ya da seni buralara gönderen neydi (Tercihlerin varsa neden aralarından Slovenya’yı seçtin?)

Merhaba. Her şeyden önce o dönem detaylı bilgim olmasa bile benden çok daha önce Maribor’a Erasmus için gitmiş arkadaşlarım vardı. Ancak Maribor Üniversitesi‘ni ve Maribor’u seçmemde temel etmen buydu diyemem. Bu aşinalığı da göz önünde bulundurarak araştırmalarımı yapınca seçeneklerim Polonya ve Slovenya ikilisine düştü kısa sürede. Tabi bu ikiliye düşmemde kişisel ve genel ekonomik durumların etkisi, her dönem olduğu gibi o dönem çok fazlayı. 

Slovenya Euro bölgesinde bulunan bir ülke ve Polonya’yla kıyaslayınca bu durum olumsuzmuş gibi görünüyor. Ancak Slovenya’da üniversite öğrencisi olmanın en büyük artısı size sağladığı KUPONLAR. Bunu büyük yazdım çünkü giden herkes bilir ki bu gerçekten çok kritik bir konu. O kuponlar sayesinde başka herhangi bir ülkedeki Türk öğrenciler gezi için para ayırmak adına aylarca makarna yemek durumunda kalırken bizim böyle kaygılarımız çok fazla olmadı. O yüzden kuponlar Slovenya’da Erasmus adına gerçek bir kırmızı çizgidir. Detaylarına inecek olursam; Üniversitenin bir yemekhanesi vs. yok zaten bizdeki gibi. Ancak telefonunuza bir uygulama yüklüyorsunuz, bunu çeşitli bürokratik süreçlerle aktifleştiriyorsunuz ve size aylık 20 kupon veriyor. Bu kuponlar ülkedeki birçok restorantta size €2,6 (2019’da öyleydi) indirim sağlıyor. Böylelikle bazı restoranlarda ucuza, bazılarında çok çok ucuza, bazılarında ise bedava yemek yiyebiliyorsunuz. Fiyat ne olursa olsun €2,6’a kadar olan kısmını ödemiyorsunuz. Bunlar arasında hamburger, pizza, sandviç, çin yemeği vs. hemen her çeşit mekan var. Bu anlaşmalı restoranlar da ülkedeki birçok yerde geçtiği için Slovenya turu yaparken de kullanabiliyorsunuz güzel oluyor. Oradaki ekonomi yönetiminizi yemekten feragat etmeden yapmanızı sağladığı için en büyük avantaj bu diyebilirim. Daha enteresan bir detay ise bu imkan akıllı telefonlar geldikten sonra sağlanmadı. Akıllı telefonlar yokken de farklı bir şekilde bu mekanizma yürütülecek şekilde hali hazırda vardı.

Maribor şehrinin ikinci en büyük avantajı ise lokasyonu. Slovenya’nın kuzeyinde yer aldığı için sadece otobüsle ve maksimum 5-6 saatlik yolculuklarla 8-10 ülkeye gidebilirsiniz. Tura çıkınca ülke ülke gezip tekrar Slovenya’ya döneceğiniz turlar planlamayı oldukça kolaylaştırıyor. Ben gezilerimde tüm Erasmus boyunca sadece 1 kez uçağa bindiğimi hatırlıyorum. O da Avrupa’nın en batısındaki ülkelere gitmek içindi.

’19 Maribor Erasmus anıları…

Bence Erasmus’ta bakılacak en önemli iki kriter bunlar: Ekonomi ve lokasyon. Bu ikisi açısından Maribor oldukça avantajlı.

  • Hangi bölümde Erasmus yaptın? Hocalar, dersler ve okulun imkanları nasıldı?

İşletme bölümünde yüksek lisans yaparken gittim ben ancak açıkçası Erasmus’u bölüm eğitiminden çok dil öğrenme sürecimin bir parçası olarak kullandığım için çok okul-ders odaklı bir değerlendirme yapmam doğru olmayabilir. Ben derslere sadece geçme odaklı gittim fakat şunu söyleyebilirim ki hocalarımızın bir çoğu çok tatlı ve anlayışlı insanlardı. Odağım bu olmasa bile çok keyif aldığım derslerim oldu. Küçük bir üniversite olmasına rağmen dünya sıralaması da 800’lerde bildiğim kadarıyla. Düşük gelebilir ancak bizim en büyük birkaç üniversitemiz dışındaki hemen her üniversitemizin üzerinde olduğunu bizim adımıza üzücü bir not olarak belirteyim.

İmkân olarak ise benim en çok değerlendirdiğim en büyük elle tutulur imkânı kupon. Onun detaylarından zaten bahsettim ama bir kez daha o güzel kuponları sevgiyle anmak isterim. Onun dışında bir üniversitenin sahip olması gereken her şeye ortalamanın üstünde sahip.

  • Slovenya’ya giderken vize süreci nasıl ilerledi? Çok zor ya da yavaş işleyen şeyler mi, dikkat etmek gereken özel durumlar var mı?

Aslında sürecin içindeyken sürecin çok yavaş ve yetişmeyecek gibi gelmişti ancak vize süreçleri genel olarak ufak da olsa böyle bir gerilime her zaman sahip. Belgelerinizi hazırlıyorsunuz, Slovenya’dan gelmesi gereken evrak geliyor, başvurunuzu yapıyorsunuz ve teslim ettiğinizde birkaç gün içinde vizeniz çıkıyor. Benden öncekilerde de, bende de, benden sonrakilerde de “Acaba çıkmaz mı?” gibi bir endişe oluyor ancak Facebook yardım gruplarında bir abimiz “Siz oraya Avrupa Birliği projesi kapsamında iki devletin iki üniversitesinin anlaşması vasıtasıyla gidiyorsunuz. Dolayısıyla vizenin çıkmama ihtimali çok çok düşük.” demişti. Gerçekten de öyle. Bu tip vizeler en kolay alınanlar. Süreçte olan ve endişelenen varsa diye bunu belirtmek istedim.

  • Dil problemi oldu mu hiç? İngilizce tamam belki ama yerel dili bilmeden nasıl oluyor? Orta seviye İngilizcesi olan biri burada yapabilir mi? 

Slovenya’nın en güzel yanlarından biri de bu. Herkes ama herkes çok az olsa dahi İngilizce biliyor. Erasmus topluluğu olarak yerel halkla çok bir etkileşiminiz olmuyor ancak olması gerektiğinde halk zaten sürekli uluslararası öğrenciyle iç içe yaşadığı için hayat da sizin orada zaten bir noktada bulunacağınızı ön görerek tasarlanmış gibi. Kendi bir hayatları var, bir de yabancılar geliyor arada, onlarla da gerekli iletişimi gerektiği kadar kuruyorlar.

Maribor tam tabiriyle “küçük şehir” olarak tanımlanabilir. O yüzden bana kalırsa İstanbul’la kıyaslanamaz. Gel gelelim bana kalırsa çok nevi şahsına münhasır bir şehir olduğu için hiçbir şehir İstanbul’la kıyaslanamaz. Ancak kıyası sadece büyük şehir-küçük şehir ekseninde yapmamız gerekirse Maribor çok düzgün bir küçük şehir. Her şeyin asgari ölçüde olduğu, çok güzel bir şehir yapısı ve doğası olan bir şehir. Küçük olması da onu sakin ve kaostan uzak yapıyor. Belki İstanbul, Berlin, Viyana ya da Budapeşte’deki imkanları her zaman barındırmayabilir ancak bir anda çok güzel bir şehir festivali olabiliyor Slovenyalı Beatles’ı dinliyorsunuz sahnede ve gerçekten çok iyiler ya da bir akşam Boğaziçi Caz Korosunun ya da Goran Bregoviç gibi isimlerin tur kapsamında geldiğini öğreniyorsunuz. Şimdi tekrar düşündüğümde imkanları büyük şehirler kadar olmasa bile bizim küçük şehirlerimizle kıyaslanmayacak bir aktifliğin şehirde sürekli var olduğunu söyleyebilirim.

Slovenian Beatles

Bir diğer en önemli artısı ise şehirde ya da ülkede ırkçı bir tutumun olmaması. Bu aslında bizi asyalılar ya da siyahiler kadar etkileyen bir durum değil ancak Bangladeşli, Hindistanlı, Kazakistan ya da Nijeryalı arkadaşlarımıza da sorsam bunu çok rahatlıkla onaylarlar. Aynı şekilde islamofobik bir tavra da denk gelmedim. Zira benim gittiğim dönem Ramazan’a denk geldi ve oruç tutan tutmayan, Türk ve yabancı birçok arkadaşımızla çok kalabalık iftar sofralarına oturduk. Genel Erasmus algısına ters gelebilir tabii ama bence amacına uygun ve çok keyifli bir ortam oldu.

Eksi olarak ise belki gece hayatı sayılabilir. Çok bana göre bir ortam olmadığı için beni çok etkileyen bir durum değil ancak gittiğimde gördüğüm mekanların çok az sayıda ve çok küçük olduğu. Eğlenmek isteyen yine eğlenir, doya doya keyfini çıkarır o ayrı.

  • Bu ülkedeki çalışma kültürü nasıl? Türkiye’den belirgin farklılıklar var mı?

Bu konuda sadece öğrenci olarak bulunmuş biri olarak net bir şey söylemem çok doğru olmayabilir. Fakat tatillerde her yer kapandığı için stok yapmamız gerektiğini anımsıyorum, bir de bürokratik bir işlemi halletmemiz gerektiğinde 15:00’a kadar yetiştirmemiz gerektiğini. Bunlar ne kadar fikir verir bilemedim. Ama bence tipik bir Akdeniz ülkesi gibi rahat.

  • Şehirde hangi endüstrilerde/sektörlerde iş imkânı çok? İş arayanlara ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz? İşi bulup mu buraya gelmek lazım yoksa gelince de şans var mı?

Benim direkt olarak böyle bir girişimim olmadı. Ancak girişimde bulunup da olmayan arkadaşlarımız olduğunu hatırlıyorum. Slovenya bildiğim kadarıyla çok geniş imkanları olan ve iş gücü göçü alan bir ülke değil. Zira Blablacar vasıtasıyla, ilk gittiğimde beni Viyana havaalanından alıp Maribor’a götürmek üzere, bir abimizle tanışmıştım. Kendisi mühendisti ve her gün maaşları daha yüksek olduğu için Slovenya’dan Avusturya tarafındaki işine gidip geliyordu. Beni de bu vesileyle aldı. Onun durumu da bir fikir verebilir ancak bunlar tabii ki münferit örnekler. Yine de geldikten sonra şans elbette ki zorlanabilir ancak gelmeden önce ayarlamak çok daha iyi olur.

  • Bir de her ülkenin yaşam tarzı değişiklik gösteriyor. Burada dikkatinizi çeken farklılıklar ne oldu? Günlük hayat nasıl akıyor? Türklere benzerlikler gösterdikleri şeyler var mı? Maribor’un bir parçası olmak nasıl bir duygu?

Slovenya yaşam tarzı olarak bence Avrupalı yaşam tarzının doğuya doğru olan son sınırı. Slovenya’dan sonrasında artık balkan ve Osmanlı etkileri daha net görülmeye başlanıyor ancak Slovenya’da görebileceğiniz en bize yakın şey dönerdir. Ki o da zaten her yerde var. Ancak genel bir Slav etkisinden bağımsız söylüyorum bunu tabii.

  • Maribor yaşamak için pahalı bir şehir mi? Günlük masraflar, sabit giderler nasıl?

Gezdiğim ülkeler arasında, Polonya da dahil olmak üzere, Slovenya’dan net daha ucuz diyebileceğim belki balkan ülkeleri olabilir. Benim gittiğim dönem aylık hibesi 400’den 300 Euro’ya düşürülmüştü, ona rağmen bu miktar, konaklama, yeme-içme, alışveriş vs. her şey dahil bir şekilde yaşamaya yetiyor diyebilirim. Bir iki uzaktaki fakülte dışında zaten yol masrafınız yok. Şehir içinde hemen her yere yürüyerek gidebiliyorsunuz. Belki alkolü ve sigarası olan bir tık daha fazla harcayabilir. Ama benim şehir içindeki yaşamıma yetmişti. Yine de bu miktarın hesap kitap yaptırmadığını söyleyemem ama. Başka ülkelerden gelip aylık 800 euro alan arkadaşlarınız olduğunu öğrendiğinizde bu miktar biraz iç burkuyor. Fakat benim gitmeden önce yaptığım ve orada da uyguladığım ekonomik plan, tüm hibeyi şehirde yaşamaya harcayıp kendi cebimden de hibe kadar bir miktarı gezilere ayırmak üzerineydi. Bu şekilde oldukça verimli bir süreç geçirdim diyebilirim.

  • Türkiye’den başka ülkelere giden çoğu kişinin kanayan yarası olan bir soru. Mutfak nasıl? Memleket yemekleri aranıyor mu buralarda? Ya da burada en çok yemek yediğin mekânlar nereleri?

“Memleket yemekleri aranıyor mu?” bence gereksiz bir soru. Çünkü nereye gidilirse gidilsin, bu ülkeden ayrılan hemen herkesin ilk hissettiği şey o yoksunluktur. Bizim memleketimizden başka yerlerde yenilen şeyler adeta günü kurtarmak üzere yapılmış birtakım tarifler gibi gelir bize. Alıştığımız çeşitliliği bulmamız adeta imkansıza yakın fakat zaten bunu aramamak da icap eder. Gidilen yere uyum sağlamak en iyi yöntem. 

Bu açıdan Slovenya’da bizim yemekleri bulamıyoruz diye bunu eksi yazmayacağım. Tam aksine Slovenya İtalya’ya çok  yakın olduğu için en ortalama mekanlarda bile çok uygun fiyata çok çok iyi pizzalar yiyebilirsiniz. Balkanlara da yakın olduğu için aynı şekilde Cevapçiçi denilen Balkan köftesini de. Bunlara ek olarak kafelerde çok iyi hamburgerler ve Maribor’da bulunan Çin restoranında Çin yemeği de. Ki enteresandır tam benzemese de en bizim yemek gibi yediğim de burdakilerdi. Benim en çok gittiğim mekanlar; Papagoya, MM Panda, Çin Restoranı (Adını bilmiyorum ama nehrin kenarında olan). Başka da spesifik yemekler için gittiğimiz yerler vardı. Mesela tek bir çeşit pizza sadece Ancora’da olduğu için bazen oraya gidiyordum veya lazanya yemek için yine yurda yakın olan adını bilmediğim başka bir restorana.

Ve kupon olduğu için hemen her gün en az 1 öğününü herkes dışarıda yiyor. Dolayısıyla deneme yanılmayla öğrenmek  için de çok fırsat var.

  • Slovenya’da iklim ve hava nasıl mesela?

İklim tam olarak Akdeniz iklimi denebilir. Hava genel anlamıyla ılımlı. Aynı dönemlerde geziye çıktığım başka ülkelerde sıcaktan ya da soğuktan bunaldığımı hatırlıyorum ancak Maribor için spesifik olarak böyle bir anım yok. Tabii bu Maribor’dayken çok fazla dışarıya bulunmak durumunda olmamamla ilişkili de olabilir. Ancak genel itibariyle hava baharda ve yazda çok keyifli bir hale getiriyor şehri. Doğası ise zaten muhteşem. Her şeyden bağımsız bir Slovenya turu mutlaka yapılmalı. Çok güzel ülke.

  • Güvenlik durumu nasıl? 

Gezilerde vs. başka ülkelerde cüzdanını ya da çantasını çaldıran arkadaşlarımız oldu. Ancak Slovenya’da bu tip kriminal bir vakaya denk gelmedim. Onun dışında çok geç saatlerde yolculuğa çıkmak ya da yolculuktan dönmek durumunda olduğum ve belirli bir mesafedeki otogar-yurt arasında o tenhalıkta yürümem gerektiği oldu ancak hiçbir seferinde tedirgin edici bir durumla karşılaşmadım. Sokaklarda zaten sahipsiz köpek bulunmadığı için maksimum görebileceğiniz tedirgin edici şey distopik bir sessizlik olabilir.

  • Yaşamak için ideal ülke tanımı vardır ya bazı yerler için. Öyle bir ülke mi? Yani burada yaşamak ister miydin?

Bence kesinlikle öyle. Ortalama bir düzende yaşayan insanlar için aranılan her şey bence ortalamanın üstünde kalitede ve Avrupa’nın diğer ülkelerine kıyasla oldukça uygun fiyatlarla var. Dahası aranırsa da her yer oldukça yakın.

Sağdaki arkadaş neden farklı yeri işaret ediyor?
  • Slovenya’da vatandaşlık durumunu hiç araştırma fırsatın oldu mu?

Hayır açıkçası hiçbir fikrim yok. Oradayken Türkçe yaşamak istediğime kanaat getirdiğim için vatandaşlık ya da çalışma imkanlarını araştırmadım. Ama bizim memleketimizin bir parçası olsa herhalde taşınmanın bir yolunu mutlaka arardım.

  • Peki Maribor’a gelenlerin mutlaka yapması, görmesi gerekenler nelerdir? Burada yaşayan biri olarak neredeyse bir lokal kadar bilgin vardır. 😊 Bize önerilerde bulun biraz desek…

Spesifik iki öneri istersen; Birincisi yurt tercihlerini bence Tyrševa’dan yana kullansınlar. Daha iyi imkanlara sahip yurtlar var tabi ancak Tyrševa şehrin çok içinde, her yere yakın ve en curcunalı yurt. Daha çok deneyim ve etkileşim için daha ideal. Konfor isteyenler ise zaten babasının evinden ayrılmasın ahaha. İkinci olarak ise mutlaka kale arkasında bir Maribor maçı izlesinler. Üçüncü olarak da benim gezilerim biraz rastgele gerçekleşti, kötü de olmadı ancak gitmeden önce resmi tatilleri belirleyip o dönemlere önceden gezi planı yaparlarsa çok daha verimli olabilir. Çok daha uyguna da bilet bulunabilir o zaman.

Önereceğim en temel şey ise herhangi bir etkinlikten ya da ortamdan, uygun ya da değil kendilerini çekmemeleri. Her etkinliği değerlendirsinler, her yerde en az bir kez bulunsunlar ve oradaki kısıtlı zamanın sonuna kadar tadını çıkarsınlar.

  • Slovenya ile ilgili Maribor’a yakın yerlerle ilgili birkaç tüyo verirsen hayır demeyiz. 

Maribor’a yakın yerler çok fazla olduğu için kısa süreli de uzun süreli de plan yapmak çok mümkün. Maribor’dan yola çıkarak 1 hafta sürecek bir yolculukla 4-5 ülke gezip tekrar Maribor’a da dönebilirsiniz, Haftasonu arkadaşlarınızla araba kiralayarak Slovenya içi, Hırvatistan ya da Balkan ülkelerine random planlarla kısa süreli kaçamaklar da yapabilirsiniz. Ben kısıtlı bir bütçe ve ehliyetim olmamasına rağmen 13 ülke 22 şehir kadar gezebildim. O dönem ehliyetim olsaydı muhtemelen yakın yerlerdeki turistik olan olmayan birçok yere daha giderdim. Kısa mesafede görülebilecek çok şey olduğu için araba kiralama opsiyonunu mutlaka kullanmalarını tavsiye ederim. Mesela gidilebilecek en meşhur yerlerden biri Hallstatt, bir diğeri de Dubrovnik.

Tabii ki evrensel bir dil: futbol!
  • Teşekkürler Doğukan.

Ben de teşekkür ederim ancak son olarak okuyanlardan küçük bir ricam olacak. Eğer gitme sürecinde araştırma yaparken bu yazıya denk gelip de giden olursa bana oralardan fotoğraf atarlarlarsa bu beni çok mutlu eder, âdeta memleketimle hasret gidermiş gibi olurum.

Sevgiler.

Scroll to Top