Avrupa‘da 15’ten fazla ülke gezip Almanya’ya bir türlü ayak basamamıştım. Sonunda AnadoluJet’in yeni ismi ile aka AJet‘in bir kampanyasından yararlanıp kişi başı 3.000 TL’ye biletlemizi alınca artık rota kesinleşmiş oldu. Biz de Berlinde gezilecek yerler nereler dediğinizi duyar gibiyiz. O halde bu detaylı. Berlin yazısı sizin için gelsin.
Berlin’de Konaklama
Önce konaklama: Biz ibis Mitte Berlin‘de kaldık. Alexanderplatz‘a çok yakın, yürüyerek maksimum 15 dakika. Yanında benzinci Total’de var, 7/24 açık bir bakkal gibi de kullanabiliyorsunuz böylece. Odalar nispeten küçük olsa da oldukça sessiz, sıcak ve temizdi. Hiçbir sıkıntı çekmedik. ek ücret ile kahvaltı da var ama biz hiç kullanmadık.
Berlin’de Ulaşım
Gideceğiniz süre kadar ulaşım kartı alabiliyorsunuz. Havalimanında indiğinizde oradaki ilgili bankodan alabiliyorsunuz. Biz 7 günlük aldık, 36 euroydu. Yazı bilemem ama kışın gidiyorsanız mutlaka alın derim hem soğuk hem baya efektif olacaktır ki parasını çıkarıyorsunuz. Buna emin olabilirsiniz. Berlin Havalimanı‘ndan ise tren ile Alexandreplatz‘a gidebiliyorsunuz. Yine bankodaki görevliye neye bineceğinizi sorun, hızlıca yönlendiriyorlar.
Bu arada şehrin dışında kalan Sachsenhausen Toplama Kampı‘na gitmek isterseniz C bölgesini kapsayan ulaşım kartından olması gerekiyor. Hatırlatmış olalım.
Bu arada kadın özellikle uyardı, bir kere “validate” yani istasyondaki makinelerde damgalamak diyelim, onu yapmanız gerekiyor. Trenlerde kontrol ediyorlar. Bizimki 7 günlük olduğu için bir kere “validate” etmemiz gerektiğini söyledi ama daha kısa sürelilerde ya her seferinde o gün 1 kere gibi kuralları var. Bunu sormadan geçmeyin. Aman, bunlar Alman!
Berlinde Gezilecek Yerler
Yanınızda mutlaka ama mutlaka şemsiye ve yağmurluk olsun. Kışın içlik. Şaka yapmıyoruz, denemek isteyen buyursun.
Müze Adası
Pergamon Panorama
Pergamon Müzesi çok uzun zaman (14 yıl gibi bir süre, 2037 deniyor ama Pergamon’un olduğu kısım daha kısa -yani 3-5 yıl sonra- açılacak galiba, sonu La Sagrada Familia gibi olmasın da) kapalı olacağı için yerine interaktif bir halde panorama yapmışlar. Müzede Türkçe sesli rehber var. Berlin Museum Card burada da geçiyor. Panoramada en güzel şey, gerçekten tüm coğrafyayı ve mizansenleri gayet güzel yapmışlar. Yadegar Asisi’yi tebrik etmek gerek, harika uygulanmış. Bu arada Yadegar Asisi Türk değil arkadaşlar, kesin bilgi. Bir Türk aile yanımızda çıkarken çocuklara; “Çocuklar iyi bakın bunu bir Türk yapmış, ismi Yadegar” dedi. Bilgi, ilim irfan öğrenmek için girip, üzerine para verip nasıl yeni nesile bu kadar yanlış bilgiler verebiliyorsunuz, hayret gerçekten!
Altes, Alte Nationalgalerie, Bode, Neues Müzeleri
Hepsi birbirinden güzel müzeler. Bu müzelere girerken çantalarınızı dolaplara bırakmanızı istiyorlar. Vestiyer de ücretsiz ve buna teşvik ediyor. (Aynı şey Pergamon Panorama da vardı) Bu bir kültür herhalde. Müzeler tertemiz, doğru ışıklandırılmış. Rahat gezilebilir.
Neues‘de Özbekistan sergisi ve Mısır ağırlıklı tarihi olan müze. Türkiye – Datça‘dan Knidos Aslanı’nın küçük bir versiyonu da var.
Bode’de özellikle giriş kısmındaki devasa heykel ile etkileyici bir karşılayış var. Türkler için en önemlisi Fatih Sultan Mehmet’e ait madalyon var.
Berlin Katedrali
Diğer adıyla Berliner Dom. Burada Berlin Museum Card geçmiyor arkadaşlar. 10 Euro giriş. Kart ile ödeme yapıyorsunuz. İhtişamlı bir yapı. Katolik Kathedralerindeki o şaşa burada da mevcut. Ek olarak çatıya çıkabiliyorsunuz ama uyaralım: 270 dik ve dar basamak var. Eğer hastalığınız ve yaşınız varsa tavsiye etmeyiz. Tepede Berlin manzarasından başka bir şey yok, manzaranın çok benzerini Reichstag’da da bulabiliyorsunuz. Biz çıktık. Gayet güzeldi, tabii biraz da soğuk.
Brandenburg Gate
Biz gittiğimizde tak’ın alt tarafı tadilat/restorasyondaydı. O yüzden onun ihtişamını ya da etkisini çok alamadık. Umarız siz gittiğinizde iskelesiz olur.
Reichstag
Müzeleri bir kenara bırakırsak belki de Berlin’de gezdiğimiz en güzel yerlerden biri. Aslında parlamento binası geçmişinde tarihi olaylar var. Detay vermiyorum, gidip yerinde görün ve dinleyin. Kritik uyarı: Rezervasyonsuz alınmıyor. Buradan rezervasyon yaptırabilirsiniz. Ücretsiz! Gelen maildeki uyarıları okuyun ve zamanında orada olun. Dome’a çıkmadan önce ek güvenlik çemberinden geçip çatıya ulaşıyorsunuz. Asansörden çıktıktan sonra sesli rehber alabilirsiniz. Türkçe rehber harika. Rehberin hızını takip edin, belli yerlerdeki sinyallere göre sizi durdurup şehirdeki diğer yerler hakkında betimleyerek anlatıyor. Çok beğendik.
Sachsenhausen Toplama Kampı
Berlin’in dışındaki toplama kampı. Trenle neredeyse 1 saate yakın bir uzaklıkta. Zaten en son Oranienburg kasabasının durağında iniyorsunuz. İndikten sonra otobüs (805‘di sanırım) var ancak çok seyrek otobüs. Taksi bir seçenek veya hava güzelken yürünebilir bir yok. 20 dakika falan sürer maksimum. Dönüşte ise otobüsün kampın oradanki saatlerine bakın, denk getirip otobüs ile dönebilirsiniz.
Kampa gelince sizi girişte Nazi propaganda söylemi olan “Arbeit Macht Frei” karşılıyor yani “Çalışmak sizi özgür kılar ya da Çalışmak özgürleştirir” günümüzün kapitalist sistemine de uyar, sistem eleştirisi yapmak gerekirse ama bu kampa giren için özgürlük sadece bir kelime. Kamptan çok bir şey kalmamış ama birkaç barakayı kurtarıp bunlar üzerinden eski olayları anlatmışlar. Tüyleriniz ürpermeden geçemiyorsunuz, gaz odaları, mahremiyetin olmadığı ve insanların tuvalet ve duş için birbirini öldürürek ezdiği yerler. Burayı bizim gibi ilk gününüzde gidip modunuzu düşürmeyin.
Biz de gitmeyecektik ama açık alanı çok olduğu için ve hava durumunda güneşli gün oydu. Yapacak bir şey yok. Giriş ücretsiz, cüzi bir parayla sesli rehber alabiliyorsunuz. Türkçe yok, İngilizce alırsınız. Kampa bir minimum 2 saat falan ayırmanız gerekiyor. 2 saatte gidiş-dönüş yani kısaca bir yarım günü hak ediyor.
Katledilen Avrupalı Yahudiler Anıtı
Reichstag ve Brandenburg Kapısı’nın yakınında yüksekliklerin birbirinden farklı olan beton bloklar. Oldukça meşhur bir nokta. Gidip görebilirsiniz, halka açık bir yer. Yahudi katliamı için toplama kampı size daha çok şey katacaktır, bilgi ve hassasiyet noktasında.
East Side Gallery
Berlin Duvarı’nın sanata dönüştüğü yer. Meşhur bir iki graffiti ve/veya mural karşısında çok kalabalık, bazılarına hiç bakılmıyorki harika eserlerde mevcut. Bir gelip görün, buradaki eserlere bakmadan dönmeyin. Hava iyi olursa tabii.
Kaiser Wilhem Kilisesi
Belli bir kısmı 2. Dünya Savaşı sırasındaki bombardımanda yıkılımış ve halen öyle duran anıt kilisedir. İçinde ücretsiz gezebileceğiniz bir kısım var. Bu tarz tarihi sembollerin restore edilmeden, hatırlanması için bırakılmasını destekliyorum. Acıyı tüm çıplaklığı ve sertliği ile ortaya koyuyor aynı şey Belgrad‘daki NATO bombardımanında hasar gören binaların olduğu gibi bırakılması ya da Bosna‘daki sokaklara iz olarak bırakılan Bosna Gülleri, binalardaki kurşun izleri gibi gibi…
Sony Center
Alışveriş merkezi ama biz gittiğimizde ortasında inşaat vardı. Uğrananabilir ama biz hakkını pek veremedik.
Kurfürstendamm
Yıkık Kilisenin olduğu cadde, pek çok markanın büyük mağazaları burada. Alışveriş yapacağım derseniz doğru adres.
Kreuzberg
İsim başka açıklamaya gerek duymuyor ama bir gidip görelim dedik ama bir gittik ki burası Bağcılar. Her yerde Türkçe tabelelar. Kreuzberg merkez, giremez herkez! biraz yani. Çok da görülecek bir şeyi yok ama memleketim de memleketim derseniz bir metro ile gidiverin.
Mauerpark
Pazar günleri bit pazarı var. Biz de pazar günü Berlin’e inince otele eşyalarımızı koyduktan sonra adeta koşa koşa soluğu burada aldık. Porselenler, kıyafetler, objeler, antikalar, analog fotoğraf makineleri ve daha fazlası… Oldukça da kalabalık. Mutlaka uğrayın.
Topography Terror
Hem açık hem kapalı sergi. Eskiden Gestapo Genel Merkezi’nin de bulunduğu alanı şimdi o zamanlardaki hikaye, olayları anlatan gerçekten kapsamlı bir sergi haline çevirmişler. Önünde Berlin Duvarı’nın bir kısmı da ayakta. Neden kapsamlı diyoruz çünkü okullardan öğrenciler hocalarının eşliğinde geziyor. O kadar detaylı ki koca bir müfredata sahip okul gibi. Hitler ve Nazilerin yükseliği göstermek adına grafikler, fotoğraflar, belgeler ve daha fazlası… Tamamen ücretsiz olup mutlaka ama mutlaka görmeden dönmemeniz gereken bir yer.
Checkpoint Charlie
Doğu ile Batı Berlin arasındaki meşhur Amerikan kontrol noktası. Buradaki ABD sektörüne ait kontrol kulübesi orijinal değildir, orijinali Müttefikler Müzesindeymiş. Yine de gidip fotoğraf çektirebilirsiniz. Bu arada orada fotoğraf çekip anında gazeteye basan bir ekibe denk geldik. Ücretsiz, elinize tutuşturuyorlar. Küçük bir bahşiş bırabilirsiniz. Anıdır dostlar.
Computer Games Museum, DDR Museum‘a gidemedik. İçimizde kaldı ama vakit yetmedi. E bir de kış olunca hızlı hava kararıyor, onu da iyi hesaplayarak sabahları da erken yol aldık ama Berlin’in temizinden 5 tam güne ihtiyacı var.
Berlin’de Yemek
Hard Rock Cafe
Klasik bir Hard Rock ama servisinden çok memnun kalmadık, unuttular. Hesapta düzeltmeleri gereken şeyi düzeltmediler. Çok sıkıntı çıkarmadılar, yediğimiz ürünler lezzetliydi ama yani serviste biraz aklı havada durum var. Gerek yok, döner yiyin.
Mustafa Gemüse Kebap
Bu en meşhur dönerci. Biz de buraya gidecektik ama şu anda Berlin’de yaşayan çok sevdiğimiz bir arkadaşımız onun yerine sizi başka bir yere götüreceğim deyince her zaman local insanların tavsiyelerine uyan biri olarak kendimizi Rüyam Gemüse Kebap 2‘de bulduk. İki türlü döner var; biri dürüm gibi diğeri ekmek içine. Dönerin içine neler istemediğinizi söylemeniz gerekiyor. Porsiyon cidden büyük, birkaç saat bir şey yemeseniz olur yani. Döndükten sonra Almanya’da yaşayan dayım içinde cacık (ya da ona benzer bir şey var mıydı?) sorusuna hayır cevabını verince bir de bunu denemen lazım dedi. Şu dünyayı çok seviyorum. Deneyimleyecek, tadacak, hissedecek ne çok şey var? Cacıklı döner haricinde de…
Distrikt Coffee
Kahvaltı edebileceğiniz güzel bir câfe ama yol üstü vesair olsa denenebilir ama her türlü Tauiden’e giderdim.
Hofbräu Wirtshaus Berlin
İki gece gittik. “Hancı! Bize bira getir!” diyebileceğiniz bir yer ama modern zamanlarda. Canlı müzik de var, insanlar şarkı söylüyor, dans ediyor. Gürültülü ama hoş bir yer. Değişik bir pizzaları var onu denedik ama illa denenmeli mi diye soracak olursanız, hayır.
Maximilians Berlin
Bavyera Restoranı. Belli saatlerde yoğun oluyor ama tesadüfen biz gittiğimizde yer vardı. O sebeple rezervasyon yaptırmayı düşünebilirsiniz. Belli bir ücret karşılığında ek servis ile tabak paylaşabiliyorsunuz. Şöyle ki, mesela 300 gr. antrikot yiyeceksiniz, tek başınıza yiyemeyeceğiniz için (yiyebilen vardır tabii) iki kişi bölüşebilirsiniz. Yemekleri çok lezzetliydi. Mutlaka gidin, ortam şık.
Siebert Bakery
Berliner yiyebilmek için denk geldiğimiz mahalle arası bir mekan. İnsanlar sıra oluyor. İçeride üç-beş masa var. Biz Berliner ve sandviçlerden yedik. Berliner’i çok sevdiğim söylenemez ama diğer arkadaşlarım daha çok sevdi. Donuttan çok farkı yok. Donut da arada canım çeker ama çok şekerli olduğu için daha kaliteli kalori almayı tercih ederim.
Taudien Bakery
Tesadüfen bulduğumuz efsane fırın. Mahalle arasındaki bir fırın gibi düşünebilirsiniz. Çok tatlı iki kadın çalıştırıyor. Sandviçlerini o kadar çok sevdik ki diğer günlerde tatmak için koşa koşa gittik ama ne görelim. Çarşamba ve Perşembe günleri kapalıymış. Mutlaka uğrayın.
Öyle bir zamanda gittik ki tam arada kaldık; merakla beklediğimiz tabii ki Almanya’da bir OctoberFest, bir Christmas Market ve Berlin’in gece hayatı. Artık bir sonraki gelişimize…
Her zamanki gibi Google Maps listemizi buraya bırakıyoruz. Gittiğimiz, gitmek istediğimiz, gidemediğimiz pek çok yer var. Yorumlarına bakarsınız, bizim gibi.
Önerileriniz olursa seve seve bekleriz.